İçeriğe geç

Sibernetik iletişim nedir ?

Sibernetik İletişim Nedir? İnsan Davranışının Dijital Dönüşümüne Psikolojik Bir Bakış

Bir Psikoloğun Merakı: İnsan Zihninin Dijital Dili

İnsan davranışlarını anlamaya çalışan bir psikolog olarak, kendime sık sık şu soruyu sorarım:

“İletişim, sadece kelimelerle mi olur, yoksa sistemlerin birbirine verdiği tepkilerle mi?”

İşte bu noktada karşıma çıkan kavram sibernetik iletişimtir — bilgi akışının, geri bildirimlerin ve anlam inşasının yalnızca insanlar arasında değil, insanlar ile makineler arasında da gerçekleştiği yeni bir psikolojik alan.

Sibernetik iletişim, klasik iletişimin ötesine geçer.

Artık konuşan yalnızca birey değil; sistemler, algoritmalar ve veri akışları da iletişimin birer parçasıdır.

Peki bu durumda insan zihni nasıl tepki verir?

Davranışlarımız, duygularımız ve sosyal ilişkilerimiz bu dijital geribildirim dünyasında nasıl şekillenir?

Bilişsel Psikoloji Perspektifinden: Bilgi Akışının Nöropsikolojik Haritası

Sibernetik iletişim, bilişsel psikoloji açısından insan zihninin bir bilgi işleme sistemi olarak görülmesini sağlar.

Her düşünce, her duygu ve her tepki bir tür veri girdisidir.

Beyin bu verileri analiz eder, filtreler ve uygun bir tepki üretir.

Tıpkı bir sibernetik sistem gibi, insan da sürekli “geri bildirim döngüsü” içinde yaşar.

Bir arkadaşımızdan gelen bir mesaj, beynimizde yalnızca kelimeleri değil; bağlamı, duygusal tonu ve olası niyetleri de işler.

Bu süreçte bilişsel sistemimiz, geçmiş deneyimlerle yeni verileri karşılaştırır.

Eğer iletişimde bir “gürültü” varsa — yanlış anlaşılma, belirsizlik veya duygusal karmaşa — sistem uyarı verir.

İşte sibernetik iletişim burada devreye girer:

İnsanın düşünsel süreçleri ile teknolojik iletişim sistemleri arasında kurulan bu benzerlik, bilişsel geri bildirim kavramını psikolojiyle birleştirir.

Sorulması gereken asıl soru şudur: “Biz bilgiyi mi yönetiyoruz, yoksa bilgi akışı bizi mi yönlendiriyor?”

Duygusal Psikoloji Boyutu: Dijital Duyguların Akışı

İletişim yalnızca bilgi aktarımı değildir; aynı zamanda duygusal bir süreçtir.

Sibernetik iletişimde duygular, ekranlar ve algoritmalar aracılığıyla iletilir.

Bir “beğeni” işareti, bir “emoji” ya da bir “sessizlik” bile duygusal bir sinyaldir.

Duygusal psikolojiye göre, insan beyninin limbik sistemi dijital uyarıcılara da aynı şekilde tepki verir.

Bir bildirim sesi, dopamin salgısını tetikler; bir reddedilme mesajı ise kortizol seviyesini artırır.

Bu, duyguların artık biyolojik değil, dijital bir çevrime girdiğini gösterir.

Sibernetik iletişim bu anlamda bir tür “duygusal geri bildirim ağıdır.”

Her etkileşim — sanal ya da gerçek — beynimizin kimyasal dengesini etkiler.

Fakat duygusal kontrol de bu döngünün bir parçasıdır.

Kendi duygularını fark eden birey, sistemin otomatik tepkilerini aşabilir.

Sorulması gereken derin soru ise şudur: “Duygularımız bize mi ait, yoksa sistemin bize sunduğu tepkilerin bir sonucu mu?”

Sosyal Psikoloji Perspektifinden: Toplumsal Geri Bildirim ve Kimlik

Sosyal psikoloji, bireyin toplumsal çevresiyle etkileşim biçimini anlamaya çalışır. Sibernetik iletişim çağında bu etkileşim, artık fiziksel değil; sanal topluluklar aracılığıyla gerçekleşir.

Bir birey, çevrimiçi ortamda sürekli olarak sosyal geri bildirim alır:

Beğeniler, yorumlar, takipçi sayıları — tümü birer “sosyal geri besleme” aracıdır.

Bu süreçte birey, kimliğini sistemin geri bildirimlerine göre yeniden şekillendirir.

Bir paylaşımın aldığı tepki, bireyin kendilik algısını değiştirir.

Artık kimlik, sabit bir yapı değil; dinamik bir iletişim döngüsüdür.

Bu, sibernetik iletişimin toplumsal boyutunu oluşturur:

Toplum bir ağdır ve bu ağ, bireylerin birbirine verdiği sürekli geri bildirimlerle kendini düzenler.

Ancak bu düzenin psikolojik bir bedeli vardır:

Kişi, onaylanmadığında sistem dışına itilmiş hisseder. Bağlanma ihtiyacı ile özerklik arzusu arasındaki gerilim, modern insanın sibernetik çelişkisidir.

Şu soruyla karşı karşıya kalırız: “Bağlantıda kalmak mı bizi insan yapar, yoksa bağlantısız kalabilmek mi?”

Sonuç: Sibernetik Bir Aynada Kendini Görmek

Sibernetik iletişim, yalnızca teknolojiyle ilgili bir kavram değildir; insanın kendini, duygularını ve ilişkilerini nasıl yönettiğini anlamanın yeni bir yoludur.

Beynimiz, tıpkı bir sistem gibi bilgi alır, işler ve tepki verir.

Ancak fark şuradadır: Biz yalnızca veriyi değil, anlamı da işleriz.

Bu anlamı ne kadar bilinçli oluşturursak, sibernetik sistem içinde o kadar özgür oluruz.

Her bildirim, her mesaj, her sessizlik aslında bizi bize anlatır.

Bu yüzden kendimize şu soruyu sormalıyız: “Ben iletişim kurarken mi yaşıyorum, yoksa sistemin geri bildirimleri içinde mi var oluyorum?”

Belki de modern çağın en derin farkındalığı, teknolojik değil; psikolojik sibernetiktir — insanın kendi zihin sistemini anlaması ve yönlendirebilmesidir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

şişli escort
Sitemap
hiltonbet yeni girişbetexper güvenilir mielexbetgiris.orgsplash